Öncelikle siz bu yazıyı okumaya başlamadan önce bir uyarıda bulunmak istiyorum. Bu yazı bir gezi blogu yazısı değildir. Aslında hiç yazmak istemedim ama inanın sinirlerime hakim olamıyorum günlerdir. Bu blogda benim bir sesim olduğu için ve sesimi duyurmak için yazıyorum.
Kürtajı tartışmak isteyenlerle tartışalım isterseniz. Kimi günah der kimi ahlaka uygun değil kimi kadının hakkıdır. Bunların hepsi tartışılabilir konular tabi. Ama burada esas konu kadının elinden alınan haktır. Bu hak alınana kadar dünyada bir çok kadın mücadele vermiş ve binlerce hayat heba olmuştur. Şimdi bu hakkın elden alınması nerden çıktı ? Nedir bu korku, bu paranoyak tavırlar ?
Hani tartışalım dedim ama aslında çok da tartışılacak birşey göremiyorum ben ortada. Kürtajın günah, ahlaksız, ayıp ya da cinayet olduğunu düşünen hiç bir kadın kürtaj yaptırmaz. Yaptıranların da ne düşündüğünden size ne!! Bu müdahale tam olarak neye yönelik ? Ahmet Hakan'ın programına çıkan bir doktor tecavüze uğrayıp kürtaj yaptıran kadın için " çocuğunu öldüreceğine tecavüzcünü öldür. İkisi de aynı şey değil mi ?" dedi biraz da aşağılar bir ses tonu takınarak. Sen hem bir kadın olup hem bu kadar fütursuzca nasıl konuşabildin anlamadım. Sana söylenecek çok şey var ama beni terbiyeyle yetiştirdiler bu hayatta ve başkalarının hakkına saygıyı temel alarak. Seni kim nasıl yetiştirdi bilmiyorum ?
Hani hep derler ya "her insanın özünde iyi bir yan vardır" diye. Lütfen inanmayın ve çocuklarınıza da bu yalanı söylemeyin. Bu dünyada kötü insanlar var ve maalesef şu an bir grup kötü insan televizyonlarda halka konuşma yapıp tecavüzcünü öldür diye beyanat veriyor.
Bugünleri gördüğüme inanamıyorum. Ülkemin bu hale geldiğine, kadınların kendi istekleriyle kendilerine tanınan hakkı altın tepside erkeklere geri iade etmek istemesine inanamıyorum. Gözümüzün önünde özgürlük haklarının (kürtaj ya da grev farketmez) iptal edilmesine inanamıyorum. Günlerdir okumadığım gazete, köşe yazarı, blog kalmadı. Her fikri duydum, okudum. Bu olayın ahlaki boyutunu bir yana bırakalım biraz. Bu bir özgürlük kısıtlamasıdır, hakkın elinden alınmasıdır, kadını ikinci sınıf yapmaktır
Sanmayın bugün kürtajı konuşuyoruz. Bugün özgürlüğümüzün yavaş yavaş ufukta kaybolmasını konuşuyoruz.
Bu arada bunları konuşurken sakın unuttuk ya da gözden kaçırdık sanmayın
- Uludere'yi
- Hapiste yatan gazetecileri ve öğrencileri
- Grev hakkı elinden alınanları
- Tecavüzcülerin serbest kaldığını
vs vs vs
Mayıs 31, 2012
Mayıs 14, 2012
Seviyorum seni Absolut
Absolut, tam da olimpiyatlar öncesi Jamie Hewlett ile anlaşmış ve ortaya bu yeni konsept Absolut London şişesi çıkmış. Söylenen o ki bu şişe Londra'nın yaratıcılığını ve stil mirasını temsil ediyormuş.
Şimdi ilk işim bu şişeden bir tane edinmek, içindekini içmek, dışındakini saklamak . . .
Afiyet olsun bana şimdiden, size de tabii ;)
Mayıs 05, 2012
Dünya belgeseli yolunda özgür ruhlar
Bir Gezi Projesi
Dört özgür ruh ve ardında onlara destek
veren bir grup kamera arkası kahramanlarının projesi...
Ege'nin özgür ruhu bir kere işler insanın
içine. Sonra kimse kurtulamaz o denizin üstünde batan güneş ve doğan ayın
yarattığı uzaklara gitme arzusundan. Bir iskeleye oturur bakarsınız, elinizi
uzatsanız yakalarsanız sanki o karşı yakayı... başka memleketi... Derken
gitgide büyür insanın içinde keşif isteği. Kocaman bir dünya fısıldar
kulağınıza "keşfet" diye. İşte Bodrum'dan çıkan özgür ruhlu arkadaşlarımızda
böyle bir hayalin peşi sıra vurmuşlar kendilerini yollara.
Ve demişler ki
"dünya bizim evimiz"
İlk durak
Mayıs 2011 - Fas
2500 km'den fazla yol gidip 6 şehir ve
birçok kasaba gezmişler. Gezip görmüşler, görüp anlatmışlar kendi sitelerinde.
Sadece görmekle de yetinmemiş ve Fas mutfağının da içine dalmışlar. Girip
bakarsanız Fas yazılarına, okuyacağınız şey sadece bir şehir rehberi değildir.
Müziğinden yemeğine, aktivitesinden mutlaka yapılması gerekenlere kadar ince
elenip sık dokunmuş bir gezi güncesi yaratmışlar.
İkinci durak
Şubat 2012 - Kamboçya, Tayland
Aslında amacım bu yazıyı olduğunca
objektif yazmaktı. Ama rotayı Kamboçya'ya çevirip beni can evimden vurdu bu
grup. Şimdi bende hayallere daldım belki birgün çok istediğim Kamboçya durağını
gerçekleştirebilirim diye. Bir fotoğraf tutkunu olarak Kamboçya'nın bize
sunduğu ışığın nimetini farkında olmamın da bir etkisi var tabi. Çok uzun
süredir hayalim olan Kamboçya keşfini en azından BGP'den dinlemek
de benim bir tesellim olsun artık.
Dedim ya sadece bir şehir/ülke
rehberi değil... kültürün içine girmek, belki biraz yerliler gibi yaşamak...
turist olmamak için çabalamak bu projeyi bence daha da değerli kılmış. Yeri
gelmişken de özellikle belirtmek istedim, lütfen sitelerini ziyaret edip Ölüm
Tarlaları yazısına bir göz atın. Başka ülkelerdeyken o ülkenin dertleri
tasaları bizi çok yormaz. Bunda da bir yanlışlık olduğunu düşünmüyorum. Ama bir
ülkeyi derinden etkileyen olaylar zincirinin fakında olmak ve o kültürü o
çerçevede değerlendirmek hepimize mutlak farklı bir perspektif sağlar. Benim de
şahsi kaygım bu yönde olduğu için özellikle kültür detaylarını paylaşmaları
benim adıma bir teşekkür etme gereği sunuyor bu gruba.
Gelelim Tayland'a...
Tayland güncesi benim için anıları
tazeleme niteliği taşıyor. Ama daha önce buraya gitmeyenler için çok güzel bir
kaynak. Koh Samui'ye gittiğimde doğasına hayran kalmıştım. Bir Gezi Projesi'nin
yazılarını okurken bu hayranlıkta tek başıma olmadığımı anlıyorum. Ben bir daha
gelemem buralara diye o kadar dikkat kesilmiştim ki bu küçük adaya. Ama BGP
adaya tekrar dönme sözü vermişler kendilerine.
Çoğumuz "alıp başımızı gitsek"
diyoruz buralardan. Fakat pek azımız "topladım ben çantayı,
gidiyorum" diyebiliyoruz. O yüzden gidenlerin yolu açık olsun. Rüzgar
arkanızdan esmeye, güneş yolunuzu aydınlatmaya devam etsin.
Fotoğraflar : Bir Gezi Projesi
Özgür Ruhlar
Melis Özdil
Çağrı Adaver
Zeynep Alphan
Onat Arpat
Beni BGP ile tanıştıran, projenin Türkiye Koordinatörü, Füsun Buğra Koloğlugil'e sevgiler, selamlar . . .
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)