Eylül 15, 2010

Paris Güncesi - Eylül 2010

İlk defa bir şehri görmenin heyecanı çok farklıdır. İnsanın içi içine sığmaz. Nerelere gidilecek, neler tadılacak, neler alınacak hepsinin listesi yapılır ve yollara düşülür. Şehirde geçirilen zaman içinde en efektif gezi rotaları, hiçbirşeyi kaçırmama çabası, sabah erkenden yollara düşmek...

O yüzdendir ki bildiğiniz bir şehirde kalmanın rahatlığı yadsınamaz. Daha önce kısa da olsa Paris’te yaşamışlığım olduğu için artık çok rahatım. Paşa gönlüm nereye isterse oraya gidiyorum, canım ne isterse onu yiyorum. Dün Montmartre’da yürüyüşe çıktım. Paris’in en yüksek noktasında bulunan Sacré-Cœur, birçok sanatçıya (Picasso, Monet, Salvador Dali ve niceleri) ev sahipliği yapan Montmarte, karamelli ekler, küçücük masaların dizili olduğu kafelerde kahve molası ... ve bu keyifli yürüyüşten kareler !

Önce renkli kareler...

DSC_0869

DSC_0875

DSC_0894

DSC_0883

DSC_0908


Biraz da B&W...



DSC_0879

DSC_0904

DSC_0886

1 yorum: