Şubat 28, 2012

yaşanmışlık, tükenmişlik ve sendrom

çok acayip günler geçirdim son 2-3 haftada.

bir süre uçaklarda yaşadım. ruh halim her uç noktayı da gördü. hiç çalışmadım ya da çok çalıştım. iki gözüm de mikrop kaptı ama ben yılmadım ikisini de kaşımaya devam ettim. artık sağ bileğimde bir dövme ve düzene soktuğum (ve aslında kendi içinde tutarsız olan) bir sağlık programım var. niye tutarsız derseniz, ruh sağlığım dışında fiziksel sağlığımla hiç ilgilenmiyorum desem yeridir. halbuki 32yi devirmeme günler kaldı.

az sürede çok yaşanmışlık biraz tükenmişliğe, sürekli tükenmişlik hali de kendi içinde bir sendroma dönüştü bende. sendrom derken bildiğiniz sözlük anlamını kullanıyorum. birbiriyle alakasız gözüken şeyler bir araya geldi ve bir olgu oluşturdu hayatımda.

kocaman pozitif bir ruh hali almama biraz engel olan bu olgunun bir an evvel ortadan kaybolması dileğimle... iyi geceler İstanbul

Şubat 27, 2012

Where I lay my hat may not be my home, but I will last on my own

Martine Franck sevenler bir adım öne çıksın !

Bu fotoğrafı görünce de bu şarkı çınlıyor kulaklarımda

Where I lay my hat may not be my home, but I will last on my own...



Mama Shelter, Paris

Paris'te kalacak otel arayanlara duyurulur.

Mama Shelter odaları, dekorasyonu ve konsepti ile çok iyi bir seçenek. Tek eksi tarafı şehire biraz uzak olması. Pere Lachaise mezarlığına yakın 20.bölgede konumlanmış bu otel epey ilginç bir konseptte döşenmiş odaları ve cumartesi gecesi kulüp olan restaurant ve barı ile bizden tam not aldı. Her oda da Mac bilgisayar var dersem belki otelin modern dizaynını biraz kafanızda canlandırabilirsiniz.

Ayrıca belirtmeden geçmek istemem otelin yemekleri çok lezzetli.






Minimalist Masal Posterleri

Square Inch Design Blog'da yayınlanan bu minimalist masal posterlerini çok başarılı buldum.

Favorilerim Alice Harikalar Diyarında ve Oz Büyücüsü oldu...










Şubat 20, 2012

anında baskı :)


Benim gibi kitabı, fotoğrafı, dergiyi bilgisayarda sevmeyenler için birebir bir fotoğraf makinesi. Kalitesi nasıldır bilemem ama çektiğim fotoğrafı anında elimde tutabilme fikri çok hoşuma gitti.

The Instax Mini 7s and Mini 25 Instant Cameras


Şubat 17, 2012

Murray Fredericks

Bloglar arasında gezinirken gördüğüm bir yazıdan sonra verilen bir link beni Murray Fredericks'in çalışmaları ile tanıştırdı. Fotoğraflara hayran kalmamak mümkün değil. Fredericks'in sitesini ziyaret ederseniz ne demek istediğimi daha iyi anlayabilirsiniz.

Siyah beyaz fotoğraf tutkunu olarak "Hector" projesini çok beğendim. Ama renkli fotoğrafların da hakkını yememek lazım. Nitekim "Salt" projesi gerçekten çok yaratıcı ve etkileyici bir çalışma olmuş. Hatta sınırlarını aşıp fotoğraf projesi olmanın yanı sıra bir film projesine dönüşmüş.

Fotoğraflar aşağıda beğeninize sunuldu. Salt projesi kapsamında çekilmiş bir filmi ise fotoğrafların peşi sıra görebilirsiniz. Nedendir bilmem ama bu aralar gerçek üstü gözüken her türlü esere aşırı bir tutku ve hayranlıkla yaklaşıyorum... Filmi izlerseniz ne demek istediğimi daha iyi anlayacağınıza eminim. Şimdiden iyi seyirler...






http://saltdoco.com/
http://murrayfredericks.com.au/

Alastair Magnaldo

St Germain'de gezinirken bir göz atalım diye girdiğimiz Yellow Korner, bizi Alastair Magnaldo ile tanıştırdı. Daha birçok sanatçının fotoğraflarının yer aldığı çok geniş bir portfolyosu olan bu mağazaya aşık oldum desem yeridir. Kendimden geçip elime aldığım her fotoğrafı satın almama ramak kalmıştı ki kendimi tuttum ama Magnaldo'nun bir fotoğrafını satın almaktan kendimi alıkoyamadım.

Fotoğrafla 10 yaşında tanışan Magnaldo ilk siyah beyaz çalışmalar yapmış. Şimdilerde uyguladığı teknikle eserlerini fotoğraftan çok dijital baskı olarak nitelendiriyor. Fotoğraf, çok az da olsa fotomontaj ve boyama tekniklerini bir arada kullanarak aşağıda gördüğünüz gerçek üstü, melankolik ve içinizdeki çocuğa atıfta bulunan fotoğraflarını ben çok beğendim. Size ne düşündürdüğünü de merak ediyorum...




Şubat 14, 2012

Marc Riboud - Centre Pompidou

Paris'e kaç kere gittiğimi sayamadım bile ama üzülerek itiraf ediyorum ki Centre Pompidou'ya ilk defa bu gezimde gittim. Şunu söylemeden geçemeyeceğim, Paris'e giden ve modern sanat seven herkesin ilk durağı burası olmalı. Avrupa'nın en iyi modern sanat müzesi olduğu söylenir ki en ufak bir abartı bile yok bu söylemde bence. Modern sanat müzeleri arasında gördüğüm en güzel koleksiyon burada. Hiç sıkılmadan saatlerce gezinebilirsiniz Pompidou'da.

Bir fotoğraf sever olarak, Marc Riboud'un fotoğraf sergisi benim en çok hoşuma giden koleksiyonlardan biri oldu. Belki adını bilmiyorsunuzdur ama bu fotoğrafı görünce eminim hatırlayacaksınız.


1923 doğumlu Fransız fotoğrafçı, 1953 yılında Magnum'a katılmış. En çok Asya ve Afrika'da dolaşmış. Fotoğraflarına da bu coğrafyalar ve insanlar şekil vermiş. Kendi sitesini ziyaret edenler şunu hatırlayacaklardır...

Rather than a profession, photography has always been a passion for me, a passion closer to an obsession.