Nisan 28, 2012

iyimserlik kötümserliğe karşı


Okumak çok ilginç gelsede bir türlü barışık bir hayat süremediğim düşünürler var.

Nietzsche bana yaramıyor mesela. İki satır okumak bile zaten tam sınırda duran beni karamsarlığa itmeye yetiyor. O pala bıyıklarının altından daha babacan bir tip çıkar diye beklerdim ama yok... her satırını okusamda aynı frekansı yakalayamıyoruz. Kendisi ile tanışmam 20li yaşlarımın sonlarına denk gelir. Aslında beni kendisi ile tanıştıran Nietzsche gibi varoluşçu olan Irvin Yalom'un ta kendisidir. Büyük eseri "Nietzsche ağladığında" yı elime almam ve bitirmem arasında toplasam iki gün bile olmayabilir. Benim gibi psikolojiye düşkün biri için aslında çok da yadırganmayacak bir hayranlık bu kitaba duyduğum. Nietzsche'yi felsefesi dışında insan olarak merak edenlere tavsiye ederim (buraya küçük bir not düşmekte yarar var... bu kitabın filmi de çekildi ama size tavsiyem filmi hiç izlememeniz).

Jung'a da ciddi bir hayranlığım vardır. Okulda ders olarak okumak bile beynimde farklı pencerelerin açılmasına yol açmıştı. Der ki kendisi " belki bilinçdışımız bilinçli zihnimizden daha bilgedir." Ama ciddi bir din yandaşlığı vardır Jung'un aileden gelen. O yüzden bir noktaya kadar aynı yolda ilerleyip sonra yolları ayırıyoruz kendileri ile.

Şimdilerde elimdeki kitapların hepsi Nietzsche, Schopenhauer ya da daha yakın bir örnekle Irvin Yalom gibi dünyaya tabiri caizse biraz daha kötümser yaklaşan filozofların belki biraz zıt köşesinden bakan ve öğrenilmiş çaresizliğe bir alternatif getiren benim için öğretilerden (belki sizin için daha farklı bir kategoriye girebilir) oluşuyor. Böyle kitapların çoğaldığını hepiniz görüyorsunuzdur. O yüzden biraz seçici olmak lazım. Ama günümüz insanının bitmek tükenmek bilmeyen depresif modunun bir uzantısı olduğunu düşünüyorum. Çok insan mutsuz ya da hayatından istediği tatmini alamıyor. Belki mutlu olmayı da bilmiyoruz ama çabalamak lazım di mi? Çünkü pozitif bakış öğrenilebilir. En azından bunu kendimize borçluyuz.

Benim için farklı bir deneyim oldu bu kitapları okumak çünkü ciddi bir ikileme girdim.Kötümser olarak tanıdığım ben aslında o kadar uslanmaz bir kötümser değilmişim. Tabi şüpheci bakış açısı insanın içine yerleştiğinde bunun üstesinden gelmek ya da yokmuş gibi davranmak çok zor. Ama onlarca test, onlarca kitap ve bir sürü makalenin sonunda ne yaparsam yapayım "kötümser insan" kategorisine girmedim. Gururluyum desem yalan olur çünkü daha çok şaşkınım. Ama bu şaşkınlığı üstümden atar atmaz gururlu olmaya niyetliyim.

O yüzden yukarıdaki fotoğrafında söylendiği gibi - bakışınızı siz belirliyorsunuz. O bir gün batımı mı yoksa gün doğumu mu ? Oyunuzu gün doğumundan kullanın. Hazır güneş tepemizde parlarken ve poyraz da güzel güzel eserken anın tadını çıkarın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder