Eylül 07, 2012

Bir kadın ve bir kadın daha

Çarşamba sabahı yolda yürürken bir sahneye tanık olduk. Bir annenin küçük bir bebeğe ne kadar sinirlenebileceğini ve bu sinir sonucu neler olabileceğini gördük aslında. Bebek daha yeni yürümeye başlamış, hani tasma gibi birşey takıyorlar bebeklere onlardan geçirilmiş üstüne ama pusetinde oturuyor. Neden bilmiyorum ama ağlıyor, sonra pusetinden düşüyor, sonra annesi onu düştüğü yerden kaldıracağına avazı bir avaz bağırıp o tasma gibi şeyle kızı yerde süründürüyor ve "kalk" diye bağırıyor. Tabi yerde sürünen bebek daha da çoşkuyla ağlamaya başlarken annesi yine avazı bir avaz bebeği bir hışımla pusetine oturtuyor. Gerisini göremedik. Sonra ne oldu bilmiyoruz. Ama sabah sabah asabımız bozuldu. Bir anne küçücük bebeğine nasıl bu kadar sinirli olabilir diye düşündüm sonra. Acaba aklından ne geçiyor çocuğuna bakınca...Çok sevgi dolu bir tarzı olmadığını anlamak o kadar da güç değil. Eminim çevrenizde çocuğuna ya da bebeğine sinirlenen, zaman zaman sabrı tükenen anneler görmüşsünüzdür. Ben gördüm ama hiçbiri hıncını bebekten almaya kalkan anne değildi. Kimse bebeğini tasmayla tutup yerde sürüklemedi. Bunu yapmak için farklı bir boyutta olmak gerekiyor diye düşünüyorum.

Ve aklıma Nevin geliyor. Nevin Yıldırım. Hani Isparta'da 28 Ağustos'ta tecavüzcüsünü öldürüp, kafasını keserek köy meydanına atan Nevin, "işte namusumla oynayanın kellesi" diye bağıran Nevin, tecavüzcüsü tarafından hamile bırakılan ve "ölsemde bu çocuğu doğurmayacağım" diyen Nevin. Belki sığınacak, anlatacak kimsesi olmadığı için belki de O'nun hakkını savunup, tecavüz edeni yargılayacak bir devlet olmadığı için kimbilir niçin gözünü karartıp katil oldu. Son bir umut kürtaj için devlete başvurdu ama devlet ona da izin vermedi. Şimdi karnında istemediği ve belki de doğduğu zaman yukarıda anlattığım anne gibi çocuğuna şevkatle bakamayacak bir kadın var elimizde. Koruyamadığımız, sahip çıkamadığımız binlerce kadından biri sadece. Devlet açıklamıştı "istenmeyen bebeklere gerekirse devlet bakar" diye. Keşke biri bu olayın takipçisi olsa. Bebek doğduktan sonra devletin eli bu çocuğun üstünde mi, sağlıklı beslenebiliyor mu, düzgün okutuluyor mu, piç damgası yiyor mu, annesine küfür ediliyor mu hepsini teker teker rapor halinde sunsa bize. Biz de kendi gözlerimizle görsek bu masum bebeğin güzel bir hayatı olduğunu. Ne maddi ne manevi olayların çocukta herhangi bir yara açmadığını vs.

Kadına şiddetin son sürat devam ettiği, şiddet gösterenlerin caydırıcı cezalara tabi olmadığı bir düzenin ne kadar umutsuz bir ortam yarattığını anlayanınız var mı ? Özellikle erkekler... biliyorum bir kısmınıza sivrisinek saz ama yine biliyorum ki bizi koruyacak bir grup var içinizde. Demokratik olan, kadını insan gibi gören hatta baş tacı yapanlarınız var biliyorum çünkü görüyorum, yaşıyorum. Anlaşılan ata erkil ülkemizde kadının sesi yakın gelecekte de duyulmayacak. O yüzden siz siz olun lütfen gördüğünüz duyduğunuz yerde kayıtsız kalmayın. Bizim de ülkenizin de sizin gibi erkeklere ihtiyacı var.


1 yorum: