Ekim 01, 2012

Büyük şehirlerin güzel komşuları



Büyük şehirler herkesin gezi rotalarının başında yer alır. Hadi Portekiz'e gidelim söyleminin altında aslında Lizbon'a gidiş yatar ya da Fransa'ya gitmek aslında bir bakıma Paris'e gitmekle eş değerdir. Son zamanlarda gezerken en çok keyif aldığım şeylerden biri bu büyük şehirlerin köşe başlarındaki küçük yerleri keşfetmek oldu. Size kısa kısa notlarla aşağıdaki listeyi hazırladım. Büyük şehir gezilerinize birer gün ekleyerek hem fazladan bir yer görebilir hem de şehir karmaşasından arındırılmış daha basit yaşam tarzlarına tanık olabilirsiniz.


İşte şehirler ve komşuları

Lizbon - Sintra
19.yy mimarisi ile süslenmiş bu küçük şehir bir nevi masal şehir olarak da adlandırılabilir. Trenle yaklaşık 1 saat giderek Sintra'ya ulaşabilirseniz. Lizbon'a ayak basanlar Sintra için mutlaka bir gün ayırmalı.

Atina - Nafplio
Biliyorum bunu demem herhangi birşey farkettirmeyecek ama şahsi görüşüm Atina'yı görmesek de olur yönünde. Ama aynı şeyi Nafplio için söyleyemem. Araba kiralayıp 1,5-2 saat kadar yol gittikten sonra ulaştığınız bu küçük şehirle ilgili daha önce yazmıştım. Okumak isteyenler buraya tıklayabilir. Atina ve Nafplio dışında Selanik'i, Rodos'u ve Santorini'yi görmüş biri olarak Nafplio'ya en güzel ikinci şehir ünvanını gönül rahatlığı ile verdim.

Barcelona - Figueres
Figueres ile ilgili bilinmesi gereken iki şey var. İlki Dali severlerin mutlaka gitmesi gereken bir yer olduğu. İkincisi ise kesinlikle kalabalıktan kaçamayacağınız. Söylenenlere göre kışın daha tenha olabiliyormuş. Yazın gidenlerin kalabalıktan hiçbirşey görmedikleri ile ilgili yorumlar okudum. O yüzden siz siz olun Figueres'i ziyaret için tenha vakitleri kollayın.

Amsterdam - Zaanse Schans
Amsterdam, Avrupa'nın geri kalanından çok farkı olmayan bir şehir. Tabi belli özellikleri dışında. Eminim ne demek istediğimi anlamışsınızdır. O yüzden çok ciddi bir hayranlık belirtisi gösteremiyorum Amsterdam için. Öte yandan Zaanse Schans, eski bir filmden fırlamış bir kare gibi gözüküyor uzaktan bakınca. Yeldeğirmenleri buraya inanılmaz masalsı bir hava katmış. Trenle 30-40 dakika sürüyor. Ulaşım çok kolay o yüzden atlayın bir trene soluğu Zaanse Schans'da alın.

Zaanse Schans
Paris - Reims

Paris'ten çok da uzak olmayan şampanya bölgesinin başkenti Reims şampanya severlerin mutlaka uğraması gereken bir yer. Şampanya üreticilerini gezip, şampanya tadımı yapabilirsiniz. Şehir de çok keyifli. Biz araba ile gittik ama trenle ulaşım da mümkün.

Brüksel - Brugge
Aslında Brüksel yakınında Brugge dışında Antwerp'de gezilebilir (Antwerp yazısı için tık tık). Ama hangisi daha güzel derseniz Brugge açık ara önde gider. Trenle 1 saatte ulaşabiliyorsunuz. Brugge çok küçük bir yer o yüzden 1 gün bilemediniz 2 gün yeter de artar bile. Ama ölmeden görülmesi gereken yerlerden biri olduğunu söylemeden edemeyeceğim.

Londra - Windsor
Daha önce yazdığım Windsor yazısı için buraya tıklayabilirsiniz. Windsor dışında Bath'da Londra'ya trenle 1 saat mesafede çok keyifli bir yer. Hem Windsor hem de Bath günü birlik gezi olarak planlanmalı bence. İkinci günde ne yapacağınızı şaşırabilirsiniz. Ama ikisi de şehir hayatından uzak İngiliz yaşamını görmek için birebir.

Windsor
Edinburgh - Glasgow
Şimdi diyeceksiniz ki Glasgow büyük şehir. Bende cevap vereceğim "evet". Glasgow ne yazık ki Edinburgh'a gidenlerin günübirlik gezi olarak planladıkları bir şehir olmuş. İki günü hak ediyor olabilir ama bir günde de Glasgow gezisi yapılabilir.

Sizde benim kadar seversiniz buraları umarım. İyi gezmeler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder